İki boksörün hikayesi: İstanbul’da son raund
Fransa’da yaşayan yönetmen Serge Avedikian, geçtiğimiz hafta Yerevan’da düzenlenen Uluslararası Animasyon ve Çizgi Roman Festivali ReAnimania’nın konuğuydu.
Avedikian yeti yıldır üzerinde çalıştığı animasyon film projesini izleyicilerle paylaştı. Seneryo gerçek bir hikayeden esinlenerek Avedikian ve Michel Leviant tarafından yazıldı. Film bir Ermeni ve Türk boksörün karşılaşmasına odaklanıyor.
1946 yılında, Etiyopya’nın başkenti Adis Ababa ve İstanbul arasında geçen; iki boksör Süleyman ve Armen'in hayatları üzerinden, Ermeni tehcirine ve sonuçlarına bakan filmin önümüzdeki yıl vizyona girmesi bekleniyor.
Avedikian yıllar önce dedesinin İznik Göl’ü çevresinde bulunan köyü Sölöz’ü ziyaret ederek ‘Aynı Suyu İçtik’ belgeselini çekmişti. Avedikian Agos’a konuştu. Diktat çeken bazı sözlerini aktaralım:
‘Türkiye'de 'özür diliyoruz’ kampanyası, konferanslar oldu, kitaplar basıldı. Bunlar için teşekkür ediyorum. Ancak siyasi ve toplumsal anlamda ileriye gitmek gerek. Bu konu, yanlızca entellektüel bir grupla sınırlı kalamaz’
‘'...2003’te Hayatın Çizgisi için Bursa’ya geldim. Dedemin köyünü ziyaret em. 2005’te tekrar ekibimle film çekmeye geldim. Buraya sonradan yerleşen insanlara önce anlattım: 'Burada sizden önce kimler yaşıyordu biliyor musunuz? Ben o insanların mirasıyım. Burada doğmuş olabilirdim ancak başka biryerde doğdum. Neden?’
Bunları anlatmak lazım. Diasporadaki yeni nesil için cesaretlendirici bir film oldu. Korkularını yenip Türkiye’ye gelmeye başladılar. İnsanlara yol açmak lazım. Sınırların nasıl aşılacağı üzerine düşünmek lazım’'
‘’Suçlu olan toplumu yönetenler. İnsanların yüzüne ‘sen suçlusun’ diyemezsin. Çünkü bilmiyorlar. 100 yıllık bir kandırılmışlık var... Dışarıdan müdahale edemezsiniz. Türkiye'yi ancak içeriden değiştirebilirsiniz. O da toplumun gerçeği hissetmesi ile mümkün. Film bittiğinde Türkiye’de gösterilmesini, oraya gelip insanların sorularını yanıtlamayı çok isterim. Diyalog ancak böyle kurulabilir.''
Avedikian yeti yıldır üzerinde çalıştığı animasyon film projesini izleyicilerle paylaştı. Seneryo gerçek bir hikayeden esinlenerek Avedikian ve Michel Leviant tarafından yazıldı. Film bir Ermeni ve Türk boksörün karşılaşmasına odaklanıyor.
1946 yılında, Etiyopya’nın başkenti Adis Ababa ve İstanbul arasında geçen; iki boksör Süleyman ve Armen'in hayatları üzerinden, Ermeni tehcirine ve sonuçlarına bakan filmin önümüzdeki yıl vizyona girmesi bekleniyor.
Avedikian yıllar önce dedesinin İznik Göl’ü çevresinde bulunan köyü Sölöz’ü ziyaret ederek ‘Aynı Suyu İçtik’ belgeselini çekmişti. Avedikian Agos’a konuştu. Diktat çeken bazı sözlerini aktaralım:
‘Türkiye'de 'özür diliyoruz’ kampanyası, konferanslar oldu, kitaplar basıldı. Bunlar için teşekkür ediyorum. Ancak siyasi ve toplumsal anlamda ileriye gitmek gerek. Bu konu, yanlızca entellektüel bir grupla sınırlı kalamaz’
‘'...2003’te Hayatın Çizgisi için Bursa’ya geldim. Dedemin köyünü ziyaret em. 2005’te tekrar ekibimle film çekmeye geldim. Buraya sonradan yerleşen insanlara önce anlattım: 'Burada sizden önce kimler yaşıyordu biliyor musunuz? Ben o insanların mirasıyım. Burada doğmuş olabilirdim ancak başka biryerde doğdum. Neden?’
Bunları anlatmak lazım. Diasporadaki yeni nesil için cesaretlendirici bir film oldu. Korkularını yenip Türkiye’ye gelmeye başladılar. İnsanlara yol açmak lazım. Sınırların nasıl aşılacağı üzerine düşünmek lazım’'
‘’Suçlu olan toplumu yönetenler. İnsanların yüzüne ‘sen suçlusun’ diyemezsin. Çünkü bilmiyorlar. 100 yıllık bir kandırılmışlık var... Dışarıdan müdahale edemezsiniz. Türkiye'yi ancak içeriden değiştirebilirsiniz. O da toplumun gerçeği hissetmesi ile mümkün. Film bittiğinde Türkiye’de gösterilmesini, oraya gelip insanların sorularını yanıtlamayı çok isterim. Diyalog ancak böyle kurulabilir.''