Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Trump’ın son hareketi ne olabilir?

ABD başkanı Trump seçimi kaybetti. Yasal savaşları, eyaletlerin yenilgisini onaylamasını engelleyemedi. Başkan Trump ve avukatlarının seçim sonucunu sorguladığı altı savaş alanı eyaletlerin tümü artık resmi olarak Joe Biden'ı kazanan olarak onayladı: Wisconsin, Georgia, Michigan, Pennsylvania, Nevada ve Arizona… 3 Kasım'da seçmenler Biden için 306, Trump için 232 seçici seçti. Bu seçmenler resmi oylarını 14 Aralık'ta başkan için kullanacaklar. Biden’ın zaferini bozmaları için eyalet meclis üyelerine baskılar bir yere varmıyor görünmekte…   Ancak Cuma günü, Pennsylvania'daki bir grup Cumhuriyetçi eyalet temsilcisi, eyaletlerinin seçim sonuçlarının "ihtilaflı" Olduğunu ilan eden ve Kongre'yi, Pennsylvania’yı ihtilaflı olarak değerlendirmeye çağıran bir karar sundular bile. Cumhuriyetçilerin hala büyük ölçüde Trump ile eşgüdüm içinde olduğu Kongre, bir aktör olabilecek son kurum. Trump Kongre’deki cumhuriyetçilere baskı yapmayı deneyebilir. Seçim Kurulu resmi

Trump Pennsylvania'da neye itiraz ediyor?

Postayla oy kullanma ve Trump’ın postayla gelen oyların sayımına itiraz etmesine dair tartışma, elbette politik olmakla birlikte son derece teknik. Gelin önce ABD seçimlerinde son tabloya, ardından Trump bu itirazda yasal olarak neye dayanıyor bakalım. Demokratlar delege sayısında 254 sayısına ulaştı, Trump 214’te kaldı. 270 delege oyu gerekiyor Başkan olabilmek için. Popüler oyların çoğunluğunu almak yeterli değil. 2016’da Hillary popular oyları aldı ama delege sayısı yeterli olmadığı için Trump seçilmişti. Cumhuriyetçiler 47.9 Demokratlar %50.4 şimdilik. Oy  sayımı ve teslim tarihi  Trump Michigan ve Pennsylvania’da postayla kullanılan oyların seçim merkezlerine teslim tarihinin seçim gününden sonra olması gerekçesi ile yargı yoluna gitti. Wisconsin eyalet yasalarına göre oy farkı yüzde birden az olursa yeniden sayım talep edilebiliyor. Trump kampanyasi, burada yeniden sayım isteyecek.  Konu Yüksek Mahkeme’ye gelirse, Demokratlar Mahkeme’nin kararı eyelet yüksek mahkemele

Online BMGK ve Multilateralizm

  Bu yıl BM Genel Kurulu salgın nedeniyle online olarak toplanacak. Genel Kurul toplantıları 15-30 Eylül arasında programlandırıldı. Senenin en önemli üst düzey etkinliğiyse 75. yıl anma toplantısı. Toplantının başlığı 'The Future We Want, the UN We Need: Reaffirming our Collective Commitment to Multilateralism'. Yani farklı devletletin ortak bir hedef doğrultusunda aynı ortak çıkar için işbirliği yaptığı bir dünya düzenine olan bağlılık... Trump, şimdiye kadar ulus devletlerin kendi çıkarlarını önceleyen duruşunu, her fırsatta, özellikle de geçen yıl BM konuşmasında vurguladı. Uluslararası örgütlere bakışı da malum. Trump'ın BM'nin bazı organlarına ABD desteğini çekmiş olmasına ve bazı uluslararası anlaşmalardan çekilmiş olmasına rağmen BM'de konuşmayı seçmesi ironik. Diğer liderlerin konuşmalarını önceden kayıt etmek suretiyle iletmeleri bekleniyor. Bununla birlikte liderlerin binada olması da beklenmekte. Uluslararası ilişkilerde vücut dili, liderler arasında geç

Kaybedenleri kim sever?

  ABD’de iki partinin kongrelerinin ardından seçim yarışı ilginç gelişmelerle sürüyor. Hem Trump hem Biden Kenosha’ya gitti. Trump protestolarda malları zarar görenleri ziyaret etti, Biden polisçe vurulan Blake’in ailesiyle ve vurulan Blake ile telefonla görüştü, polislerin ceza alması çağrısında bulundu. Trump’ın “loser” kelimesini kullandığı yerler bu hafta gündem oldu. Tartışma Trump’ın 2015'te McCain hakkında Iowa zirvesinde, "Yakalandığı için bir savaş kahramanıydı" ve "Yakalanmayan insanları seviyorum” sözleri üzerinden başladı. Trump’ın 2018”de, Paris yakınlarındaki Aisne-Marne Amerikan mezarlığını ziyaret planlanırken, kıdemli personele, "Neden o mezarlığa gitmeliyim? Eziklerle dolu." dediği iddiası, Atlantic’te görgü tanıklarına dayandırılarak yer aldı. Beyaz Saray, Başkan Trump'ın bir zamanlar ölü askerleri "kaybedenler" ve ölü denizcileri de "enayiler" olarak adlandırdığı yönündeki haberi yalanladı.  O gün, gün boyu Trump’

İki Kongre, İki Parti

  Cumhuriyetçi Parti Kongresi ile Trump resmen ‘Parti’nin başkan adayı oldu. Geçen hafta tarihin ilk sanal kongresi olan Demokrat Parti kongresini izledik. 24 Ağustos Pazartesi ise Cumhuriyetçi Parti’nin Kongresini izlemeye başladık. Dört gün sürecek. Her ikisi de TV’lerden canlı yayınlandı. Kimi kanallar Demokratların kongresinde daha az reklam arası vermişken Cumhuriyetçi Parti kongresinde daha fazla ara verdiler. Demokratların adayı Joe Biden son gün onur konuşmacısı olarak Delaware’deki evinden konuşarak adaylığı kabul etmişti. Trump ise ilk gün Kongre’nin olduğu Charlotte, Kuzey Karolina’ya gitti ve konuşma yaptı. Katılımcıların “4 yıl daha” sloganlarınaysa “onları çıldırtmak işiyorsanız 12 yıl daha deyin” diye cevap verdi. Ayrıca her akşam kongre yayınlarında konuşacak. Politik olarak kongreye dahi gitmeyerek koronayı ciddiye alma mesajı veren Biden’dan farklı olarak Charlotte’a indiğinde maske takmadığını da söyleyelim. Trump birlik vurgusu da yaptı. Fox, Cumhuriyetçi Kongrede b

Harris'in tarihi adaylığı ve sanal kongre

  Demokrat Parti Kongresi Çarşamba günü üçüncü akşamında Hillary Clinton, Barack Obama gibi konuşmacılara sahne oldu. Konserler ve çeşitli video gösterileriyle süren Kongrede, Salı günü, Demokratik Parti’nin başkan adayı Joe Biden resmen aday oldu. Çarşamba günü de başkan yardımcısı adayı Kamala Harris için onay günüydü. Sanal olarak süren kongrede Harris’in kız kardeşi, üvey kızı ve yeğeni konuştu. Nasıl sevgi dolu büyütüldüklerini anlattılar. Kamala Harris'in adaylığı neden tarihi olarak aktarılıyor? Jamaikalı ve Hindistanlı göçmen aile köklerine sahip ve kadın olarak büyük partiden gösterilen ilk başkan yardımcısı adayı. ABD tarihinin ilk sanal kongresinde önceki günlere göre Çarşamba günü ABD’nin yapısal sorunlarına atıf yapılan videolar yayınlandı. Özellikle Biden’ın başkan yardımcılığı döneminde silahlı şiddete karşı verdiği çaba vurgulandı. Şiddet olaylarında hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla geçirdiği zamanları gösteren videolar yayınlandı. Bu saldırılarda ağır yara alıp

Globalist Biden, Türkiye ve Harris

  ABD Demeokrat Parti başkan adayı Joe Biden’in Türkiye muhalefetine destek vurgusu Türkiye’de tepkilere yol açtı. Türkiye Joe Biden’ı, başkan yardımcısıyken, John Kerry’nin Dışişleri Bakanlığı döneminde gerçekleşen 15 Temmuz darbesi ardından, Türkiye’ye yaptığı ziyaret ile hatırlıyor. Biden’in ziyareti geç olduğu için serin olarak nitelenmekle, Türkiye de onu serin karşılamıştı. Herhalde coşkuyla karşılanması da beklenemezdi. Ancak Fox News’in 13 Temmuz Perşembe günü yayınlanan son anketi de geçen ay Biden’ın 8 puan önde çıktığı anketle örtüştü. Trump’ı pozitif bulanlar Biden’ı beğenenlerden geride kaldı. Türkiye’nin de artık Biden’ın seçilme olasılığını göz önüne alarak değerlendirmeye başladığını gözlemliyorum. Biden’ın, yakın tarihte darbe tehdidiyle karşı karşıya kalmış bir NATO müttefiğinin iç siyasetine müdahale etmesi hoş karşılanmadı. Bununla birlikte Erdoğan’ı seven azınlık Müslümanları kaybetme riski olmakla birlikte bazı kitlelere de şirin gözükmeyi hedeflediği açık. Demokr

Trump ve salgın dönemi seçimin cilvesi

  Trump’tan seçim iptaline dair bir günde iki farklı açıklama geldi. Trump önce ekonomik büyümenin berbat verilerinin hemen ardından seçimde sahtekarlık olabileceğini ileri sürerek ertelemeden bahseden bir tweet attı. Saatler sonra “bunu ister miyim, istemem, ama…” dedi. Trump değil ama Kongre seçimleri iptal edebilir. Fakat ne Cumhuriyetçi ne Demokrat isimler bunu istemedi. Trump karşıtı medya Trump’ın, ümitsiz durumda olduğu için ve ratingleri düştüğü için seçimleri iptal etmek istediğini yazdı... Trump’ın itirazı koronavirüs nedeniyle posta yoluyla oy kullanılmasına. Bu yönetem, bir kaos iddiası gündeme geldiğinde seçim sonuçlarını çok uzatabilecek bir yöntem. Gerçekten riskli. Yani bir sahtekarlık yapılması riski dışında ortaya atılan iddiaların sonuçlanması da meşakkatli olabilir. Oyların posta yoluyla kullanılması için Kovid-19 krizinin biraz daha büyümesi gerekiyor. O zaman böyle bir karar alınması ihtimal dahilinde. Trump’ın posta yoluyla oy kullanımına karşı çıkması da salgını

Trump’ı istemeyen zengin Cumhuriyetçiler

  Trump’ı istemeyen zengin Cumhuriyetçilerden oluşan The Lincoln Project geçtiğimiz günlerde çeşitli yerlerde haber oldu. Reuters de bu grubu haberleştirdi. Haber, milyonlarca dolarlık tarım yatırımcısı olan 70 yaşındaki işadamı Jimmy Tosh’un hayat boyu Cumhuriyetçi olduğunu aktararak başlıyor. Tosh, Trump’ın yaptıklarının yüzde 80’ine katıldığını söylüyor ancak bir yalancı olduğu için ona katlanamadığını ifade ediyor. Yani bireysel silahlanmadan yana, düşük vergileri ve başka alanlarda Trump siyasetini destekleyen bir isim… Ancak Trump’ı anti-demokratik bulduğunu söylüyor ve uzun vadede Trump’ın varlığının Cumhuriyetçi Parti’ye zarar vereceğine inanıyor. The Lincoln Project çatısı altında toplanan Trump karşıtı varlıklı Cumhuriyetçiler 2020 seçimlerinde Biden’i destekliyor ve Biden’in kampanyasına finansal katkıda bulunuyorlar. Bu isimler seçilmiş Cumhuriyetçileri de Trump’ı engellememekle suçluyor. Bush dönemi görev yapmış bir grup isim de bu çatıya destek veriyor. Trump kampanyası s

KOVID-19 aşısı, rekabet ve sibergüvenlik

  Bugün Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve İngiltere’den çeşitli istihbarat ve güvenlik kurumları, coronavirüs aşı çalışmasına yönelik, sistem saldırısıyla karşı karşıya kalındığını açıkladı. Rus hackerlar üzerinden gerçekleştiği aktarılan saldırının hedefinin, Rusya’nın kendi aşı projesi için çalışmayı çalmak ve/veya elde edilen sürece zarar vermek olduğu düşünülmekte. Değerli bilgilere sahip her ülke için, söz konusu bilgilerin, siber casuslar tarafından sanal olarak ele geçirilme ihtimali var. Reuters’ın Moskova’dan bildirdiğine göre, Rusya da, bu yıl sonuna kadar 30 milyon doz aşı üretmeyi ve 170 milyon da ihraç ederek satmayı planlıyor. Merck’in CEO’su Frazier aşının hızlı şekilde ortaya çıkması için yapılan tarihi hataları hatırlatıyor. Kapitalizmin gereği aşıyı kim erken yaparsa satan da o olacak. Amerikalı uzmanlar aşı çalışmalarında yan tesirlere dair veriler konusunda farklı düşünceleri dile getirmekte.Bazı uzmanlar bunların küçük ve önemsiz olduğunu, Kovid-19’u önlemenin

Polissiz bir Amerika ve Siyah Oyları

  Amerika Birleşik Devletleri, George Floyd’un polis elinde ölmesi ardından, polise finansmanın kesilmesini tartışıyor. Minneapolis Kent Konseyi, polisi lağvetmeyi oyladı… Anketlere göre Amerikalıların sadece beşte biri polisin küçültülmesini destekliyor. Yani çoğunluk karşı. Bununla birlikte çoğunluk polis reformunun şart olduğunu düşünüyor… Son 50 yıldır geciken reform, ırkçı ve acımasız “tedbirlerin” yerleşmesine yol açtı. Demokratların dile getirdiği; polisin finansının kesilmesi veya feshedilmesi söylemi, özellikle salgın ve protesto döneminde, Trump’ın seçilmesine hizmet edebilir. Trump’ı istemeyen kararsızların, kendilerini güvende hissetmedikleri bir ortamda,   Demokratlara oy vermesi beklenmiyor. Demokrat başkan adayı Joe Biden,  bunun farkında. Bu nedenle sözcüsü, aktivistlerin ve İlhan Omar, Alexandria Ocasio Cortez gibi isimlerin çağrıları karşısında, Biden’in bu yönde bir kararı desteklemediğini açıkladı.  Washington D.C’de bulunan 16. Caddenin, Beyaz Saraya’a yakın kısmın

ABD’de Irkçılık ve kurumsal güç

  New York Central Park’ta köpeğini gezdiren Amy Cooper aslında şunu diyordu: “Senin toplumdaki pozisyonun, benimle, bu şekilde konuşmana müsade etmiyor. Şimdi yerini bilmen için cezalandırılacaksın” “Sen (bir siyah), bana, kurallara uymamı söyleyemezsin.” Çünkü… "Afrikalı Amerikan birinin beni ve köpeğimi tehdit ettiğini söylediğimde…. Polis gelir… Seni vurabilir… Etkisiz hale getirme bahanesiyle boğazına beş dakika boyunca diziyle bastırabilir... Ve böylece seni öldürebilir… İşte ben seni böylr korkunç bir durumla tehdit ediyorum.” Köpeğini tasmasız gezdirmemesi gerektiğini kendisine bir beyaz söyleseydi iş farklıydı… Amy, bu anların sosyal medyaya yansımasıyla geleceğini kararttı mı peki? Çalıştığı işyeri onu işten çıkardı. Evet onunla çalışmak zorunda değiller. Peki bu ıslah edici bir ceza mı? Polisi boş yere meşgul etmek ve yalan beyandan sahici bir ceza alabilir. Sadece tehdidi yüzünden alamaz çünkü bu ifade özgürlüğü. Peki Minneapolis’te yere yatırılarak boğazına bastırılan

Korona Aşısında Öncelikli Ülkeler

  Türkiye’de yerel turizm Mayıs ayı sonu başlayacak. Teknelere açılma izni verilecek. Temmuz ortası da uluslararası turizmin açılması bekleniyor. Virüsün denizlere giden atıklarda olup olmadığı, plajlarda tuvaletlerden geçip geçmeyeceği net değil. Korona virüsle oluşan yeni normal haliyse 5 yıl sürecek diye öngörülüyor. Bunu değiştirecek tek şeyin aşı olduğu düşünülmekte. Bu hafta COVID-19’da global tartışmaysa, üretilecek aşının ilk önce Amerika Birleşik Devletleri’nin ihtiyacını karşılayacak şekilde piyasada olacağının açıklanmasıydı. İnsanı korona virüsten koruyacak aşı çalışmasında ilk testlerin gönüllülere uygulanmasına ABD’de başlandı. Ingiltere’de Stabilitech gibi bazı laboratuvarlarsa ağızdan alınacak korona aşısı geliştirmeye çalışıyor. ABD ilk riski alan ülke. Aşı başarılı bulunup hazır olduğunda ilk ABD için piyasada olması tartışma yarattı. Fransız ilaç şirketi Sanofi’nin CEO’su Paul Hudson, ilaca ilk erişimin ABD’ye sağlanacağını açıkladı. ABD’de üretilen aşının ilk alıcıs