Kayıtlar

Haziran 26, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TUNCEL İŞ BAŞINDA

20.06.2011 Polise tokat attığında mazlumun yanında yer aldı diye bir sempati oluşmuştu ilk etapta. Tahrik amaçlı bir artistlik olduğu fikri ise bir an ürpertti akabinde. Milliyetçiliği tetikleyip ortamı gerecek bir tahrik girişimi. Polis düşmanı asla değilim. Ama insanlara zulüm varken zalime sessiz de kalınmamalı. Yanlış anlaşılmak istemem, kabadayılığı, delikanlılık ayaklarını hiç sevmem hatta tiksinirim. Ama bu olayda, komiserin sessiz kalışı ile Tuncel'in kontrol edemediği öfkesi arasında kalmış ve yargılamamıştım. Yapılanları da onaylamadım tabii. Sabahat Tuncel'in New York Times'da yayınlanan makalesini okuyana kadar böyle geçti. Dün Fatih Çekirge'de kaleme aldı. Hislerini tarif ederken bende oluşan duyguları aktardığını fark ettim. Tuncel yeni Anayasa sürecine katılma isteklerini anlatıp kısaca  ' 'bunlar olmazsa şiddet başlar '' demeye getirmiş. Dedikleri makul bence o ayrı. Yani ''Demokratik haklarımızı herkes kadar eşit yer al...

ÇOK EŞLİLİK, DİNLER VE BİREYSEL HAKLAR

Hacettepe Üniversitesi'nin Şubat ayında yayınladığı araştırmaya göre Türkiye'de 187 bin evli kadın, kocalarının tek eşi değil. Ancak davranış bilimleri uzmanı Sibel Üresin bu veriyi geçtiğimiz günlerde ‘’çok eşlilik yasal olsun, mağduriyet bitsin’’ diye değerlendirince ortalık yeniden karıştı. Üresin’in ‘’dayak yemenizin nedeni çeneleriniz’’ gibi söylemleri de çok tartışıldı. Bir tarafta kadın hakları ve cinsiyet eşitliği diyenler var. Kadın ile erkeğin doğasının aynı olmadığına inananlar, işin içinde çocuk sahibi olma ve çocuğun babası kavramları gibi farklar olduğunu vurguluyor. Kadınların tek ve ideal bir eş arayışı ile mutluluk peşinde oldukları biliniyor.           Diğer yanda İslamiyet'i ‘’bu işi icad eden, yasakken izin veren’’ çağdışı zihniyet olarak görmekte, dinler tarihi ve tüm kutsal kitapları bilmemekten kaynaklanıyor.   İslamiyet'e en yakın iki din olan Hıristiyanlık ve Musevilik inançlarının temelinde   de çok eşlil...