Kayıtlar

Ocak 16, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ADAYLIK DEĞERLENDİRMELERİ,İSTİFALAR VE SICAK SİYASET

2011 Seçimleri öncesi kulisler hareketlendi elbette. Ak Parti, CHP ve MHP aday listeleri için titiz ve hummalı bir çalışma içerisinde. Partiler, bugün bulundukları noktaları iyi analiz ederek, aynaya iyi bakarak eksikliklerine göre ve daha önemlisi hitap edemedikleri kesimlere yönelik samimi adaylar gösterirse o ölçüde şanslı olacaklar. Tabi bütün partiler, biz kendi tabanımız dışına açılmak istemiyoruz diyerek kabuklarının dışına çıkmamakta serbest. Dün daha çok CHP'nin adaylık teklifi götüreceği isimler gazetelere yansıdı. Örneğin eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın adı geçti. Sayın Kılıçdaroğlu kendisine bu konu sorulduğunda bende gazetelerden okudum diyerek net cevap vermemeyi seçti. Yılmaz Rize için düşünülebilir. Ayrıca merkez oyları toplama konusunda etkisi tartışılabilir. Ama daha önemlisi CHP'ye bazı çalışma alanlarında yapabileceği katkılardır diye düşünüyorum. Başbakanlığı dönemini değerlendirerek söylemiyorum bunu. Bazı isimler hatalı dönemlerinin ardından

JİNTAO OBAMA GÖRÜŞMESİ- DÜNYANIN YENİ LİDER ARAYIŞI

Dünya çok kutuplu dengenin hakim olduğu bir yüzyıla girdi.  Güç dengeleri değişiyor. Bu eksende Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun ABD Başkanı Obama ile yaptığı görüşmenin buradaki yankılarına değinelim. Konu ekonomik güç, askeri güç ve savunma harcamaları üçgeninde ele alınmalı. Basındaki yorumlar renklilik arz ediyor. Çin'i tehdit olarak görmek gerektiğine inananlar ile olayı büyütmemek gerekir diyenler ayrılıyor. Başkan Obama İle Jintao kadeh tokuştururken, New York'ta Midtown'da sokakta satılan illegal Çin malı ürünlere dikkat çekiliyor. Bir muhabir, bir çanta alırken görülüyor New York Post'un iç sayfalarından birinde. Ancak Çin'in dünyanın ikinci büyük ekonomisi olması, büyüme hızının ABD'nin üç katı olması, sadece ekonomik rekabetin değil ABD'nin dünya hakimiyetinin de sorgulanmasını beraberinde getiriyor. Bu sorgulamaya ters yaklaşarak cevap verenler var. Rusya Kuzey Kore'nin Nükleer sorunlarına hala çözüm getirecek potansiyelde değil

GALATASARAY KAŞKOLLU ERDOĞAN

Resim
Az Önce Vatan Gazetesinde Reha Muhtar'ı okudum. Bu karenin çekildiği günleri yazmış. Başbakan hapisten çıktıktan kısa bir süre sonrasında çekilmiş fotoğraf. Kopenhag'da Galatasaray maçını izledikten hemen sonra. Muhtar, Polat'ın Galatasaray'a hakim olmadığını falan yazmış yazısında. İyilik yap at denize. Balık bilmezse Halık bilir demiştik geçtiğimiz günlerde Hakkari'ye yatırım için....Akabinde stad olayı yaşandı. Bu kareyi ben de paylaşmak istedim. Aynı gazetede Can Ataklı iskanı olmayan stadın açılışı yapılır mı diye soraraken,oturuma ve kullanıma açık hale gelmemiş bir stadda neden açılış yapılır diyor.  Selahattin Duman'da Muhtar gibi protestonun aslında Polat'a geldiğini yazıyor ve Ataklı'nın sorusuna Polat'ın bir an önce itibar toplamak için açılışta acele ettiği cevabını veriyor. Ne güzel gazete. Bütün yazarlarını okuduğunda her bakış açısını görüyorsun. Soruların cevapları karşı köşelerde. Bu arada Mustafa Mutlu ise bugün rahat

AVRUPA'NIN SAĞLAM ADAMI, ARAP BİRLİĞİ VE GÜLEN...

Geçtiğimiz hafta yazarlar Başbakan Erdoğan'ın Kuveyt ve Katar ziyareti ve Araplar tarafından yılın adamı seçilmesi üzerine Avrupa Birliği üyeliği hedefinden uzaklaşıldığı yorumlarında bulundular. Arap ülkelerinde üretim, sanayi olmaması, ve siyasi olarak Ortadoğu'daki politikalar üzerinde etkin olamadıkları tespiti yapıldı hemen. Ki gerçek. Filistin sorununda akılcı çözüm getirmede ve nükleer silahlar konusunda Arap Birliği'nin yetersiz kaldığı, Avrupa Birliğinden destek beklediğini biliyoruz. Diğer yandan Türkiye Ürdün Lübnan Suriye arasında geçtiğimiz yaz, ticaret, gümrük, tarım, sağlık ve enerji alanlarında işbirliği anlaşmalarının imzalanması, pekçok Arap ülkesi ile vizelerin kalkması farklı yorumları beraberinde getirmişti.. Başbakan Erdoğan yine önceki gün Suriye ve Katar'ın katıldığı bir üçlü zirvede Şii Hizbullah örgütünün Hariri hükümetinden ayrılması ile yaşanan krizi değerlendirdi. Lübnan başbakanı geçen hafta Türkiyedeydi. Ve bilindiği üzere Lübnandaki i

MEMURA YAŞ SINIRI

Geçen yazının sonunda Memura 30 yaş sınırına değineceğimize söz verdik. O nedenle Dink Cinayetindeki gelişmeler, Arap Birliği ve Osmanlı'ya dönüş gibi yazacağım birden fazla önemli konu olmasına rağmen okuyuculardan gelen talebi önceliyorum. Bizimle temas kurup sıkıntısını anlatan okur öncelikli olmak durumunda bazen. Seçim öncesi dönemelerde yorumcular hep basit kavgalara temel teşkil eden günlük tartışmalar üzerinden konu seçmek durumunda kalıyor gündemi yakalamak adına. iktidar bunlara cevap vererek imajını korumakla meşgul oluyor. Dolayısı ile vatandaşın talepleri en çok seçim öncesi önemsenecekken, en çok seçim öncesi yapay gündemle karşılaşıyoruz. Gelelim memura yaş sınırı konusuna. Memur adayları zaten konuyla ilgili oldukça fazla çalışma yapmış, yasaları takip ediyorlar. Sosyal paylaşım sitelerinde oldukça aktfiler. Pek çok talipli, hesaplarını neredeyse sadece bu işi sonuçlandırmak için kullanıyor. Hükümet kanadından isimlere, medya mensuplarına ulaşarak konunun önemin