SAVAŞ MI TERÖR MÜ BULMACASI VE ANAYASA NO 1




Bunca yıldır bu kadar şehit...

 ''Çeksin gitsinler'' diyenlere bir sorum var:

Başbakan bunca yıldır bu kadar şehit işini halletmiş olsaydı da yine çekip gitmesine dair bir arzu olmayacak mıydı içinizde? Bu sorunu çözmüş olsaydı oy verecek miydiniz Ak Parti'ye?

Evet ben seçmenim ve benim içimde de aynı sitem var. Her gördüğümüz yerde gurur duyduğum Başbakanı sahiplenirdim eskiden terör olaylarında. Çözüm sürecini uygulayacak kadar muktedir olamayışını anlardım Türk Siyasi tarihi ve sistem muhafızları dengeleri açısından bakarak. Ve bu şekilde yıpranacak olmasına üzülürdüm.

Belki Hakkari'de kaybettiğimiz askerlerin ardından da aynı hisler gidip geliyor içimde. Ama bu son şansıdır Ak Parti'nin. 

Belki de Abdullah Gül bunu gördü ve o açılım sürecini  ''iyi şeyler olacak'' diye muştulayan Cumhurbaşkanı, bugün başka türlü konuştu.

Şimdi yukarıda bahsettiğim gurur, yerini heyacansızlığa bırakmak üzere. Oysa ümidi olanın deviremeyeceği dağ bile yoktur. 

Yine de, ''Ak Parti 10 yıldır iktidarda'' diyenlere şunu da sormak isterim, 10 yıldır açılan kapatma davasının, türlü andıçların, tuzakların haddi hesabı oldu mu? Siz inandınız mı iktidar olduğuna?

 Ak Parti, Türkiye Cumhuriyeti laik elitist devlet sisteminde ancak şimdi iktidar olmuştur. Bu gerçeği inkar etmek siyaseten birilerinin işine yarayabilir ama bunun üzerinden iktidar yıpratmak şu anda Türkiye'ye hizmet etmez. Milletin Devleti bundan sonra kendini gösterecek ve bu günden sonra artık sorumluluk hükümette olacaktır.

Çünkü bu kadar oyu, iki iktidar dönemi ardından almış ve ayağına dolaşanların, demokratik şekilde millet iradesini temsilen gelmiş olmalarını hazmedemeyerek yasadışı eyleme teşebbüs edenlerin hukuki süreç içinde yargılanmaları, kollarının uzandığı yerlerin temizlenmesi ancak olmuştur. Sağcısı solcusu laiki anti laiki bunu bilmeli. 

Şu da unutulmamalı, Türkiye'de terör  vatansever görünümlü hainlerin desteği ile bu günlere ulaştı. Saldırı olasılıklarını görmezden gelen, hesap etmeyen, yanlış strateji üreten ''üs''lerden bahsediliyor. Rütbeli üsler yani. Açıklayanlar çıkıyor. ''Biz disiplinsiz değiliz'' diye kendilerini savunan, namaz kıldıkları için ordudan atılan askerleri ağlatanlar, bu işler ile uğraşacaklarına, sorunu neden yıllarca çözemediler, kimse bunu sorgulamadı.

Halk artık bu gerçeği biliyor. Bugün birlik siyaseti ile akılcı politikalar ile terörün kökünü kazımak artık Tayyip Erdoğan'ın boynunun borcu...

Kemal Kılıçdaroğlu ise elbette bu olaya politik yaklaşacak. ''Sorumluları cezalandır'' baskısı yapmasını beklemek fazla iyimserlik olurdu. Oysa askeri sorumluları cezalandırma konusu halkın kafasında soru işaretleri bırakmakta. 

Hükümet istifa etsin diyenler Genelkurmay başkanı istifa etsin diyorlar mı? 30 yıldır her şehit olayında bir kere dediler mi? Vicdanlarına bunu sorsunlar.

Bunları sorup ondan sonra Ak Parti'yi izleyelim. Son kararı asıl bundan sonra vereceğiz. Anayasa'da ''…Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır'' diyebilecek miyiz? Kürtleri Türk ırkından saydırma kompleksinden vazgeçebilecek miyiz? Ne mutlu Türk'üm diyene egoistliğini telafi edebilecek miyiz?

Anadil için teknik sorunlar var. Kürtler de Türkçe eğitimi tercih ederler pratikte. Anadili öğrenmek başka, eğitim dilinin Kürtçe olması başka. Bu kadar akademisyen, öğretmen yok Türkiye'de. Bu sadece Kürt vatandaşlarımızın eğitimde geri kalmasını sağlar bir nesil kadar.

Ama vatandaşlık tanımını değiştirmek boynumuzun borcudur. Yeni Anayasa mı olur düzelteme mi yapılır bunlar ayrıntı. Pek ala sağlam bir düzeltme ile gönüller feth edilir.

Şu da bir gerçek ki sınırını koruyamayan bir ülke ülke değildir. Bölgesinde lider falan olamaz. Doğru. 

Ama ''bu havaları atabilmek için terörü bitirmek şart'' diyeneler de bunun kolay olmadığını bilmeli. Irak'ın durumu ortada. Bugün Türkiye'nin yürüttüğü diplomasi zor bir diplomasi. Ülkemizin topyekun bir savaştan uzak kalması da kolay değil. Bu mücadele o nedenle zor. ABD insansız uçakları Kuzey Irak'ta sınır karakolumuzun üstünde cirit atıyor. Sözde istihbarat işbirliği var arada.

 Terör ile mücadele bugün Erdoğan'ın ima ettiği şekilde Amerika ile savaş ise İsrail ile savaş ise Başabakan ve Davutoğlu ekibinin İsrail agresifliğini şimdi daha iyi anlıyoruz. 

Belki şehirlerdeki yapılanma ile dünya örneklerinde de mücadele zordur ama sınırınızı koruyamıyorsanız tek devlet olduğunuzu, bunun savaş değil terör olduğunu söylemek anlamsızlaşır.

Savaş mı terör mü ayrımını daha fazla tartışmamak için Anayasa'da her vatandaşın hakkını teslim etmek, sonra da kara savunması, sorumluları cezalandırma işlerine başlamak lazım. 

Bu arada Kandil'den dönüşlerdeki provokasyondan gözü korkan hükümet bundan BDP-PKK prim yapmasın derken, bugün Kandil dönüşlerinin yıldönümünde, orada daha fazla militan bulunması noktasında özeleştiri yapmalı. O süreçte bazı şeylere göz yumulup peşinden Avrupa'daki isimlerin gelişi hızlandırılsaydı durum bugün farklı olabilir miydi diye düşünüyorum.

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖZE SİYAH BANT, İNCE MİZAH VE SANSÜR

The US' dithering over Gulen's extradition following the July 15

CIA, TALIBAN, AIRBNB, AFGANISTAN VE TURKIYE