TUNCEL İŞ BAŞINDA

20.06.2011

Polise tokat attığında mazlumun yanında yer aldı diye bir sempati oluşmuştu ilk etapta. Tahrik amaçlı bir artistlik olduğu fikri ise bir an ürpertti akabinde. Milliyetçiliği tetikleyip ortamı gerecek bir tahrik girişimi.

Polis düşmanı asla değilim. Ama insanlara zulüm varken zalime sessiz de kalınmamalı. Yanlış anlaşılmak istemem, kabadayılığı, delikanlılık ayaklarını hiç sevmem hatta tiksinirim. Ama bu olayda, komiserin sessiz kalışı ile Tuncel'in kontrol edemediği öfkesi arasında kalmış ve yargılamamıştım. Yapılanları da onaylamadım tabii.

Sabahat Tuncel'in New York Times'da yayınlanan makalesini okuyana kadar böyle geçti.
Dün Fatih Çekirge'de kaleme aldı. Hislerini tarif ederken bende oluşan duyguları aktardığını fark ettim. Tuncel yeni Anayasa sürecine katılma isteklerini anlatıp kısaca  ''bunlar olmazsa şiddet başlar'' demeye getirmiş. Dedikleri makul bence o ayrı.

Yani ''Demokratik haklarımızı herkes kadar eşit yer aldığımız bize ayrılan demokratik sistem içerisinde bulamazsak şiddet artar''. Ne bu şimdi? Allah belanı versin diyesim geldi. Çekirge yazamamış ben açık yazayım bari.
Başbakana seslenirken de, ''bugüne kadar uyguladığı baskıcı politikalar sürerse'' diye altını çizmiş.
Tuncel HADEP kökenli. Mersin'den...
Daha önce PKK'lı militan ile fotoğrafı çıktığında da tepkileri yadırgadım. Gösteri yürüyüşlerine tepkilere hep karşı çıktım.Devlet terörünü hep lanetle kınadım.
Tuncel'in 12 vekil ile ilgili yargı engeline karşılık ''dağ'' ı işaret etmesine dahi hak verdim çünkü benim bile dağa çıkasım gelmişti.

Ben ölçü müyüm? Belki hayır. Ama o zaman Tuncel'de Kürt halkı için talepler konusunda ölçü olmaz.
Bunu New York Timesdaki makaleden anladım. Kanı tehdit aracı olarak kullanan kimse barış sözcüsü olamaz.
Geldikleri yeri bu davaya borçlu olabilirler. Ama bu dava Ergenekon'a hizmet amaçlı, bugüne kadar Kürt halkına karşı en açık yürekli ve cesur reformları yapan bir hükümetin işbaşında olduğu devlete zarar verme davası değil, tam tersi destekleme uzlaşma davası.
Geldikleri yeri onlara Ergenekon değil halk verdi. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün himayelerinde.
Hala ortalığı karıştırmak isteyenleri bu millet ARTIK öyle bir fırlatır atar ki, şiddet ile tehdit edenler neye uğradıklarını şaşırır.
Düşün artık o sevgili halkınızın yakasından. Unutmayın ki sizin temsil oranınız Ak Parti'nin Kürtler'den aldığı oy kadar bile değil. 

Bu blogdaki popüler yayınlar

The US' dithering over Gulen's extradition following the July 15

GÖZE SİYAH BANT, İNCE MİZAH VE SANSÜR

CIA, TALIBAN, AIRBNB, AFGANISTAN VE TURKIYE