Trump’ın son hareketi ne olabilir?

ABD başkanı Trump seçimi kaybetti. Yasal savaşları, eyaletlerin yenilgisini onaylamasını engelleyemedi.

Başkan Trump ve avukatlarının seçim sonucunu sorguladığı altı savaş alanı eyaletlerin tümü artık resmi olarak Joe Biden'ı kazanan olarak onayladı:


Wisconsin,

Georgia,

Michigan,

Pennsylvania,

Nevada

ve Arizona…


3 Kasım'da seçmenler Biden için 306, Trump için 232 seçici seçti. Bu seçmenler resmi oylarını 14 Aralık'ta başkan için kullanacaklar.


Biden’ın zaferini bozmaları için eyalet meclis üyelerine baskılar bir yere varmıyor görünmekte… 


Ancak Cuma günü, Pennsylvania'daki bir grup Cumhuriyetçi eyalet temsilcisi, eyaletlerinin seçim sonuçlarının "ihtilaflı" Olduğunu ilan eden ve Kongre'yi, Pennsylvania’yı ihtilaflı olarak değerlendirmeye çağıran bir karar sundular bile.


Cumhuriyetçilerin hala büyük ölçüde Trump ile eşgüdüm içinde olduğu Kongre, bir aktör olabilecek son kurum. Trump Kongre’deki cumhuriyetçilere baskı yapmayı deneyebilir.


Seçim Kurulu resmi başkanlık oylamasını 14 Aralık'ta vermesine rağmen, sonuçları birkaç hafta sonra onaylamak Kongre'ye bağlı. 

Ve federal yasa, Meclis ve Senato'nun her bir üyesine alınan sonuçlara itiraz etme yetkisi veriyor.


Bu nadiren kullanılan bir mekanizma ve son çare.


Ancak birkaç Cumhuriyetçi Meclis üyesi, ABD basınına, Trump'ın arayışına yardımcı olmak için, bu seçeneği düşündüklerini söyledi.


Al Gore ve Hillary Clinton popüler oyları kazandığında, Seçicileri George W. Bush ve Trump'a kaptırdıktan sonra, 2001 ve 2017'de Temsilciler Meclisi Demokratları Cumhuriyetçi başkanlıklarına meydan okumayı denedi ve başarısız oldu.


Ocak 2017'de, Temsilciler Meclisi üyesi birkaç Demokrat, o dönem başkan yardımcısı olan Biden'in başkanlık ettiği Kongre'nin ortak bir oturumu sırasında, bu prosedürel adımı atmıştı.


Başkan yardımcısı olan Biden, Cumhuriyetçiler tezahürat yaparken Demokratları aşağı indirerek “bitti” demişti.


Bu kez Başkan Yardımcısı Mike Pence, olası zorluklar içinde böyle bir oturuma başkanlık edebilir…


Yeni oluşturulan Kongre'nin yemin etmesinden üç gün sonra, 6 Ocak’ta , Meclis ve Senato ortak bir oturumda saat 13.00'da bir araya geliyor. İlk işlerinden biri, Seçiciler Kurulu’nun oylamasına ilişkin hüküm vermek.


Seçiciler Yasası adı verilen 1887 yasası ve müteakip birkaç güncelleme, 6 Ocak'ı başkanlık seçiminden sonra resmi onay tarihi olarak belirliyor ve prosedürleri ana hatlarıyla aktarıyor.


Aynı federal yasa, çok az sayıda milletvekiline sonuçlara meydan okumak için muazzam bir güç veriyor.


Tek bir Meclis üyesi ve tek bir senatör güçlerini birleştirirse, başkanlık seçicilerinin tüm listelerine itiraz edebilirler. Bunu yazılı olarak ve bir açıklamayla yapmalılar, ancak ne kadar ayrıntılı olması gerektiğine dair hiçbir kılavuz yok.


Şimdiye kadar Biden’ın zaferi konusunda sessiz kalan Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell’un, bu fikri hoş karşılamayabileceği düşünülüyor…


Demokratların yönettiği Meclis ve Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Senato aynı fikirde değilse ne olacak ilk kez göreceğiz.

 Her eyaletin seçicisi ayrı doğrulanıyor.


Bu sonuç daha önce hiç test edilmedi, ancak Pennsylvania, Wisconsin ve Michigan dahil olmak üzere kilit eyaletlerde valilere daha büyük bir rol verilmesi muhtemel.


İlk bakışta federal yasa, söz konusu eyaletin valisine bu tür anlaşmazlıkları çözme yetkisi veriyor.


Anayasa ise, yazıldığı şekliyle, eyalet yaşama organlarına başkanı seçecek seçicileri atama sürecini belirleme yetkisini açıkça vermekte.


Federal Seçim Sayım Yasası’na göre gidilirse, Demokrat valiler Pennsylvania, Wisconsin ve Michigan'da Biden’in zaferini destekler. 

Yüksek Mahkeme devreye girer de, Anayasa’ya göre gidilmesi için valilileri devreden çıkaran bi karar alırsa durum farklı olabilir. 

Trump buna göre davranacağını söyleyen Senatörler ile ilerleyebilecek mi veya Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri ne yönde hareket edecek onu da göreceğiz.



Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖZE SİYAH BANT, İNCE MİZAH VE SANSÜR

CIA, TALIBAN, AIRBNB, AFGANISTAN VE TURKIYE

The US' dithering over Gulen's extradition following the July 15