Suriye savaşının sonunun başlangıcı mı?

Zafar Bangash-Ocak 2016

*Makale blog yayıncısının editöryel çizgisini yansıtmaz. Tercümedir.


Savaş kışkırtıcıları Esad'ı askeri yöntemlerle devirme planlarının özellikle Rusya’nın yükselen hava bombardımanı altında çürük olduğu gerçeğini gördüler mi? 

Suriye’nin geleceği ile ilgili  bir dizi toplantılar barış umutlarını arttırdı. Son haftalardaki gelişmeler, her ne kadar bayıltıcı olsa da Suriye halkının uzun kabusunun sona yaklaştığı  umutlarını güçlendirdi.
Amerikalıların maceralarının beyhudeliğini görmeleri belki de yeni bir yaklaşım gerektiğini ortaya koydu.

Güvenlik Konseyi'nde gerçekleştirilen Suriye ile ilgili  bir dizi toplantının sonucunda  oy birliği ile benimsenen 18 Aralık tarihli Ortak Çözüm kararı, bunu açıkça ortaya koydu.

Bu Ortak Çözüm Kararı'nın başlıkları şöyle :

1- Suriye'de ateşkesin sağlanması.

2- Beşar Esad ve muhalifler arasında barış görüşmelerine başlanması.

3- Bir geçiş hükümeti kurulması.

ve son olarak

4- Suriye’deki bütün politik kurumların katılımıyla 18 ay içinde seçime gidilmesi.

Yine bu Ortak Çözüme göre;

Suriye'de 6 ay içinde güvenilir, katılımcı ve mezhepçi olmayan bir hükumet kurulmalı ve 18 ay içinde de Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılacak özgür ve adil bir seçime gidilmeli.

Güvenlik Konseyi’nin önergesi hem ne söylediği hem de neleri atladığı açısından kayda değer. Geçiş sürecinin Suriye yönetiminde ve sahipliğinde olmasını vurguluyor.
Önerge kesin: Suriye’nin geleceğine Suriye halkı karar verecek. Bu, sürekli Esad gitmek zorunda ifadesini dua gibi tekrarlayan Batılı savaş kışkırtıcılarının tutumunda oldukça büyük bir değişim. Hatta Barack Obama, önergenin geçtiği gün bunu tekrarladı. Güvenlik Konseyi toplantısı sırasındaki konuşmasında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, önergenin Suriye’nin geleceğini Suriye halkının eline bıraktığını kabul ettiğinde bu sözü yemiş oldu.
Rus Dışişleri Bakanı Srergey Lavrov da önergenin Suriyelilerin, Devlet Başkanı Esad dahil,  herhangi bir sorununa, dışarıdan bir çözüm empoze etme girişimlerine bir cevap olduğunu kabul etti. ABD ve onların bölgesel kuklaları olan Türkiye, Katar, Suudi Arabistan , Ürdün ve illegal Siyonist devlet için, terörizm yolu ile rejim değişikliği denemelerinin başarısızlığa uğradığını kabul etmek acı verici olmuştur. Lavrov metnin terörizm karşısında birleşik bir cephe oluşturma potansiyeline teşekkür ettiğinde bunu kast ediyordu. Lavrov ‘Bugün oy birliği ile Konseyde geçen terör karşıtı geniş cephenin formu nasıl bir hazırlık yapılması gerektiğinin yolunu göstermelidir’ dedi.
ABD’nin, süreç Suriye önderlikli ve sahipliğinde olmalı diyen 2254 numaralı önergeyi oylamalarına rağmen Esad gitmeli görüşüne sarılan Fransa Almanya İngiltere gibi Avrupalı müttefiklerinin tersine Çin pozitif bir tavır aldı. 21 Aralık’ta Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, beş yıla yakındır süren krizin çözümüne yardım için Devlet Başkanı Esad yönetiminin temsilcilerini ve muhalefet figürlerini başkent Pekin’e davet edeceğini açıkladı. Wang bunun,  Pekin’in siyasi çözümde yapıcı rolüne dair çabalarının bir parçası olduğunu söyledi. Wang Suriyeli taraflar ve BM gözetimindeki bir ateşkes noktasında en önemli sorunun siyasi müzakereler olduğunu vurguladı. ‘Barış görüşmeleri olmaksızın ateşkes uygulanamaz ateşkes olmadan barış görüşmeleri sonuç üretmeyi sürdüremez’ dedi.
Güvenlik Konseyi’nin bu önergesinin sonuçlanması uzun ve sancılı bir süreçti. Batı ve onun bölgesel kuklaları, Suriye halkının üstüne saldıkları kafa kesen ve organ yiyen yaratıklar kaynaklı çok daha fazla masumun kanının sıçradığını görmezden gelerek Beşar El Esad ı suçladı. 200 bin ölümden 60 bini Esad ordusundan oldu ve bu orduyu zayıflattı. Bir o kadar da, terörist paralı askerler öldü. Ve sivil ölümleri sadece Suriye ordusuna atfedilemez. Suriye’ye salınan paralı askerler sivil ölümlerinden daha çok sorumlu.
Esad’ın ayakta kalmasının nedeni Suriye ordusu ve siyasi sistemin çökmeden korunabilmesi oldu. İran ve Hizbullah yönetimindeki Esad’ın dostları ile daha sonra katılan Rusya’nın, Emperyalist ve Siyonist komplonun başarısını reddetmeleri bir diğer neden. Savaşın başlarında Çin ve Rusya, Batı’nın BM öncülüğünde Suriye’de  uçuşa kapalı bölge empozelerini engelledi. Ki bu Kuzey Afrika ülkesi Libya’da uygulanarak ülkenin yıkımı ve Kaddafi’nin Ekim 2011 de halk linci ile sonuçlanmıştı.
Suriye konusunda bir dizi konferanslar yapıldı. Cenevre 1 (30 Haziran 2012de) Cenevre 2 (19 Ocak2014de) Viyana (14 Kasım 2015de) ve son olarak BM önergesi için New York  (18 Aralık 2015de) toplantılar oldu. 18 Aralık New York’un hemen öncesi 9-10 Aralık 2015’te  Suriye muhalefeti Riyad toplantısı yapıldı. Suud Dışişleri bakanı Adil el Cubeyr ‘Suriyelilerin, dinlerine, etnik kökenlerine ve politik görüşlerine  bakmaksızın tüm halka saygı duyan bir yönetim istediğini’ söyleyerek en manasız açıklamayı yaptı. Bir gözlemcinin notundaki ifadeyle; eğer bunu kendi ülkesi için söylemiş olsaydı en kısa zamanda infaz edilirdi…
Denge, Rusya’nın Suriye’deki teröristleri doğrudan bombalama kararı ile devrildi. Bu, Batı ve Arap başkentlerinde paniğe yol açtı. Oyun planları çözülmüştü. Teröristler sert şekilde vuruldu ve geriledi. Rusya ayrıca petrol kaçakçılığı konusunu bir suç olarak açığa çıkardı.  Türkiye ve Kuzey Iraktaki bölgesel Kürt yönetimi ve İsrail, teröristler adına petrol taşımacılığı ve tesisler konusuna karışmakla suçlandı.
‘Esad’ı askeri olarak devirmek’ başarısızlığa uğradı ve kaçakçılık kumpası veya gizli anlaşması açığa çıkınca Batı ve bölgesel kuklaları barış talepçisi olmaya başladı. Barışın elde olduğunu düşünmek ise yanlıştı…
Çok daha fazla yanlış olabilirdi ama şimdilik barış için bir şans olabileceğine dair zayıf bir ışık var.



Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖZE SİYAH BANT, İNCE MİZAH VE SANSÜR

CIA, TALIBAN, AIRBNB, AFGANISTAN VE TURKIYE

The US' dithering over Gulen's extradition following the July 15