Suriye, tırlar, Dündar ve Gül...





Erdem Gül ve Can Dündar davası Suriye, dış politika, ABD, paralel yapı ve hatta Gezi'den bağımsız değerlendirmemeli...
***
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri İstiklal mahkemelerinden tutun 1960 sonrası Yassıada, 80 darbesi ile süren dönemde de gördüğümüz ve halen bir numaralı sorunu olan yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı sorunu var. Yargı siyasetten bağımsız olamıyor.
***

Bugün Erdoğan Aydınlıkçılar ile işbirliği yaptı Perinçek sevindi diyenler var. 
Perinçek ne kadar ulusalcı ne kadar anti Amerikan ayrı konu.
***

Ve aslında Erdoğan cemaat kadroları ile hareket ederken birden kavgaya tutuşmuş falan değil. 
Bu kadroların AKP iktidarına karşı giriştikleri hareket ve itaatsizlik, Erdoğan'ın Suriye'de Batı tarafından verilen misyonu; Suud ile birlikte, hükümetçe belirlenen dışpolitika çıkarlarına göre ivme kazandıracak şekilde uygulaması üzerine başladı.
***
Cemaat ve kadroları, bunu memleket adına hayırlı görmemiş veya birden Erdoğan'ın yolsuzluklarından rahatsız olmuş değildi elbette. Erdoğan'ın talimat aldığını iddia ettiği üst akıl, Beyaz Saray'da 2013 Mayıs ziyaretinde Kırmızı Odada Türkiye'yi Suriye sınırı hareketliliği ve IŞİD desteği noktasında hiç diplomatik olmayan şekilde uyardı. 
***
Türkiye kendisine verilen misyonda seçtiği metod ile ilgili uyarılınca, bunu dikkate almak istesede yepyeni bir krizle başbaşa kalabilir, IŞİD terörünün hedefi olabilirdi... Bunun yanısıra Cemaatle hükümet arasındaki derin çatlak artık gün yüzüne çıkmıştı.
***
İşte bu noktada gerçekten yerel irade ve talep olan 'Gezi Parkı AVM olmasın' protestoları, dış güçlerin aradığı Erdoğan'ı devirmeye bahane olabilecek kaos ortamını oluşturdu. 
Örneğin ben, 'buna fırsat verilmesin halkın sesine kulak verilip kaos boşa çıkarılsın' diyenlerden oldum.
***
Erdoğan'ın bu protestolara destek verenlere aşırı tepkisi bu arka planı bildiği için yaşadığı haklı gerilimden kaynaklandı. Arap Baharı konjonktürü de cabası...
Hatası ise demokratik talep dile getirenleri dahi kaos teşkilatçılarının bilinçli işbirlikçisi gibi görmek oldu. Herneyse...
****
Ardından 17/25 operasyonu geldi. Bu kadar tapeyi de elbette cemaat dinlememiştir. Daha üst teknikle takip edilmekteydi. Netanyahu, Berlusconi ve Merkel'i dinleyen NSA Erdoğan'ı neden dinlemeyecekti. Erdoğan bu kumpasta bakanlarını harcamadı. İstifa istemedi. Zira teşkilatı görünce kimseyi kurban etmedi. Etse de ettiği adamlar ne kadar sadık olurdu hangileri nasıl ifade verip kendisini de hedefe taşırdı bilemiyordu belki. Zira bazıları 'çok rahatız, o kendisine baksın' demeye başlamıştı...
***
O badire de atlatıldı. Belki uslanırsa diye ve arkasındaki halk desteği nedeniyle Erdoğan ile yürünebileceği de ifade edilmiş olabilir. Ancak ondan sonra MİT tırları operasyonu geldi. Erdoğan ya uzlaşmaya uymadı veya üst akıl denilen güç de kendi arasında Suriye konusunda Esad'ın devrilmesi veya yeni Suriye şekillenmesi konusunda ikilik yaşıyordu.
***
Şimdi eleştirelim. Kamunun bilgisi ve parlementonun yetkisi olmadan bir dış operasyon olmamalıydı. Ancak bunu ortaya çıkarılmasında yabancı bir istihbarat kuruluşunun etkisi varsa elbette ulusal duruş sergilemek gerekir.
***
Halkın bu konuda haber alma hakkı vardır. Gazeteciler operasyoncular ile organize hareket ettiyse işbirlikçidir.değilse halkın haber alma hakkı adına haber yapmaları tabiidir.
Erdem Gül ve Can Dündar olayına böyle bakıyorum. Tutuksuz yargılanmayı destekliyorum.
***
Dündar'ın eşinin ABD ziyareti ve dönüşünde Anayasa Mahkemesinin tutukluluk halleri ile ilgili itirazı, hak ihlalleri kapsamında ele alması tesadüf mü? Normal koşullarda ihlali kaldıran kararlar maalesef zaman alıyor. Yargıda siyasallığın ve çifte standard olmamalı.Darısı Güneydoğu'da alınan gazetecilerin başına...

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖZE SİYAH BANT, İNCE MİZAH VE SANSÜR

The US' dithering over Gulen's extradition following the July 15

CIA, TALIBAN, AIRBNB, AFGANISTAN VE TURKIYE