BİR KAÇIŞ HİKAYESİ: UNA NOCHE/BİR GECE
Öteler nasıl? Bu denizin ardında nasıl bir hayat var?
Kaçmak, gitmek, kurtulmak...
Lucy Mulloy, İstanbul Film Festivalinde insan hakları dalında
yarışan Una Noche/Bir gece filminin genç yönetmeni.
İzlediğim en iyi Küba hikayesini yapmış. 2003 yılında
ziyaret ettiğim Küba’da herkes mutlu gibi gelmişti bana. Ne kadar yanılmışım.
Ne kadar ‘turist’ kalmışım o insanların turistlere sunduğu sahte gülüşleri
gerçek zannederek...
Film Kübalı ikizler ve ikizlerden birinin bir çalışma
arkadaşının, üç gencin ülkeden kaçış hikayesini anlatıyor. Dünya düzenini, ABD’nin
burnunun dibinde bu kadar eski kalmış, renovasyon görmemiş, harap evlerin ülkesini;
adeta turistik olarak müzelik saklanmış Havana’nın acayipliğini sorgulatan bir
film. Çok gerçek, dokunaklı, hayattan repliklerin filmi.
Komünizmi de sorgulatıyor, ekonomik modellerin demokrasi ile
ilişkisini de...
İkizler; Küba ortalamasına göre aile saadetine-değerlerine
daha yakın, görece varlıklı bir yuvadan geliyorlar. Birbirlerine çok düşkünler.
Doğdukları andan beri beraberler çünkü.
Bir diğer kahraman ise, Havana’dan bir şekilde Miami’ye
kaçan babasının; kendisini 140 mil uzakta beklediği hayali ile büyümüş, turistlerle
fuhuş yapmaktan başka para kazanma seçeneği bulamamış, hasta bir annenin
oğulcuğu.
Boş mideyle kıvranırken, bir bardak sütü en sevdiğinle
paylaşmanın hikayesi var filmde. Hasta anne Raul’a içirmek istiyor sütü, o annesine...
İthal hiçbir şeyin yasal olarak bulunmadığı, halen 50 yıl
öncesinin teknik imkanları ile herşeyi kendi kendine üreten insanların ülkesinde,
turistlerin getirdiği herşeyin bir ederi var; takasta...
Bir gecelik aşkın karşılığında ithal AIDS ilacı alacak
parayı bulabilirsin; gizli saklı bir evin gizli saklı bir bölmesinde...
Hele bisikletini verirsen, seni bu cehennemden kaçıracak bir
motor dahi bulabilirsin...
Lastikler ve tahtalar ile salı da yaptın mı tamamdır...
Ya sonra?
Köpek balıklarına yem olmak da kaderin olabilir, fırtına da
boğulmak da...
Ama Miami’ye varırsan, yarış arabaları da stripteasci kızlar
da seni bekler orda...
Belki de Havana’da
tıkıldığın ve karın tokluğuna çalıştığın otel mutfağından çok da farklı olmayan
başka bir mutfakta sürüneceksin Miami’de... Mutfaktan dışarı çıktığında, emeğinin
karşılığını aldığında insansın oralarda hiç değilse... Değmez mi?
Güzel bir kaçış
hikayesi... Buruk, acıtan hayatlardan kesitler var.
Festival için satışa çıktığında bilet alamayanlar nasıl
izler filmi bilmiyorum ama bulunduğunuz ruh halinden sizi alıp götürecek bir
film olmuş. Epeydir bir filmin ta içinde hissetmemiştim böyle.
Karakterlerin ruh halini, git gellerini, buhranlarını
yüreğim ağzımda izledim.
Sahip olduğunuza şükredeceğiniz neleriniz var düşündüren bir
film. Filmin yönetmeni Mulloy’u Beyoğlu sinemasında kanlı canlı görmemizi sağlayan, ve
yapımcısı ile bizi bir araya getiren İstanbul Film Festivali ekibine, İKSV’ye
bir kez daha teşekkürler.
Bu arada son bir not, filmin Kübalı üç oyuncusu Berlin Film Festivaline katılıp Küba'ya dönüyorlar. Ardından Tribeca film festivali katılımı için ülkeden izinli şekilde ayrıldıktan sonra, ikizleri canlandıran iki oyuncu geri dönmeyerek iltica etmişler.
Bu arada son bir not, filmin Kübalı üç oyuncusu Berlin Film Festivaline katılıp Küba'ya dönüyorlar. Ardından Tribeca film festivali katılımı için ülkeden izinli şekilde ayrıldıktan sonra, ikizleri canlandıran iki oyuncu geri dönmeyerek iltica etmişler.