Avustralya'da mültecilere işkence adası
Nauru ve Manus'ta insanlık dramı...
Uluslararası
Af Örgütü Avustralya’nın göçmenleri tuttuğu Nauru adasında uluslararası hukuk
ve insan hakları ihlaline dair bir rapor ortaya koydu. Ülkenin mültecilerin kıyılarına
ulaşmaması için geliştirdiği sistemde sığınmacılara
adeta açık hava hapishanesi olan adada işkence yapıldığı iddia ediliyor.
----
Af Örgütü araştırma direktörlerinden Anna Neistat Avustralya’daki Nauru adasında bulunan mülteci merkezine giren
birkaç kişiden biri. Aylarca süren
araştırma sonunda hazırlanan umutsuzluk adası isimli rapor için 100 kişi ile konuşuldu. Adanın açık hava
hapishanesi olduğu belirtilen rapor için adaya gizlice girildiğini
belirtiliyor.
Avustralya başbakanı
Malcolm Turnbull’un BM Mülteciler Zirvesi’nde Avustralya’yı örnek
göstermesinin hemen ardından ortaya konulan rapor insan hakları ihlallerini önümüzdeki
günlerde bir katalog ile ortaya koymayı hedefliyor.
Anna Neist Avustralya modelinin ülkelerin mültecilere ne yapmaması
gerektiğini gösterecek bir model olduğunu belirterek Avustralya’nın 60 yıl önce
Mülteci Kongresi’ni ortaya koyan ilk ülke olarak bugün ironik tavır
sergilediğine dikkat çekti.
“Avustralya ulusal
denetleme ofisinin rakamlarına göre mültecileri ülke kıyılarından uzak tutma
amaçlı kurulan Nauru ve Manus adalarındaki tesisler için büyük paralar harcandı. Adada
kalan her kişi için yıllık maliyet 573.000 dolar olarak aktarılıyor. Bu paranın
büyük kısmının adada inşaat yapan firmalara harcandığı belirtilirken firmaların
ise çekilme kararı aldığı iddia edildi.
Af örgütü projenin durdurularak her bir sığınmacıya Avustralya’ya
girme hakkının tanınması çağrısında bulunarak adadaki mültecilerin insani
koşullarının bir an bile burada kalmaya müsait olmadığının altını çizdi. Adadaki
yerel yetkililer tarafından mültecilerin taciz edildiği ve bunlara yönelik adli
işlem yapılmadığı da ortaya çıktı.
Bunlara rağmen mültecilerin cezalandırılarak hapsedildiği
iddialar arasında. Adada resim çekenler de cezalandırılıyor. Bu gerekçe ile hapsedilen
sığınmacılardan birinin 8 yaşındaki oğlu ise babasının üç aylık hapsi sürecinde
tüberküloz olduğu halde merkezde tutulmaya devam edilmiş.
Mültecilerin adadan kaçmak için intihar girişiminde bulunduğu, hayatlarına
son verememeleri halinde ise ceza aldıkları belirtiliyor. Af örgütü direktörü Neistat
bu durumu hapishane içinde hapishane olarak aktarıyor. Sığınmacıların akıl
sağlıklarının yerinde olmadığı
gözlenirken çocuklara kullanımı uygun olmayan ilaç reçete edildiği de rapora
yansıyan gözlemler arasında.
Avustralya hükümetinin
mülteci sistemini işkence olarak değerlendiren örgüt, Avustralya başbakanı
Malcolm Turnbull,un ‘bizim politikalarımızı insafsızca isimlendirenler olabilir
ancak mültecileri getiren insan kaçakçılarını durdurmak için katı olmak
zorundayız açıklaması yaptığını ve sınırlarını korumak için başlattıkları
projenin işe yaradığını vurguladığını hatırlattı.
Ülke mültecilerin pozisyonun saklamak için aşırı efor sarf etse de,
Avustralya’da iltica hakkı arayanların
potansiyel tehlikeleri bilmeleri gerekmekte.